Tarihi Eserler/Topkapı Sarayı Bölüm 1 : Kapılar

Topkapı Sarayı’nın temeli 15. asır ortalarında Fatih Sultan Mehmed Han tarafından atılmıştır. Saray sınırlarına en son yapı 19. asrın ortasında Abdülmecid Han tarafından yaptırılmıştır. Saray, şehirden bir kale duvarı ile ayrılır. Deniz surları Bizans eseridir. Kara surları ise Fatih Sultan Mehmed Han tarafından yaptırılmıştır.
Topkapı Sarayı’nın üç adet abidevi kapısı vardır. Saray’ın şehre açılan ve I. avluya girilen kapısı Bab-ı Hümayün, II. avluya açılan kapısı Babüsselam, Enderun’a girilen kapısı Bab-üssade’dir.


TOPKAPI SARAYI BAB-I HÜMAYÜN KAPISI / SALTANAT KAPISI

Görsel : Türkiyemiz Dergisi / 1981 sayısı

TOPKAPI SARAYI BAB-I HÜMAYUN KAPISI 1981 / SALTANAT KAPISI VESARAYIN ŞEHRE AÇILAN KAPISIDIR.

Günümüzde sarayın Sultanahmed semtine açılan kapısıdır.

Sür-i Sultani denilen saray surunun üzerindedir. Topkapı sarayı kapılarının en büyüğü bu kapıdır ve Fatih Sultan Mehmed Han devrine aittir. 1478’de yaptırılmıştır. II. Mahmud ve daha sonra da Abdülaziz tarafından tamir ve tadiller görmüştür.
Saraya geçit verdiği için adı Bab-ı Hümayun’dur. Aslında pek çok kısımdan meydana gelen bir yapıdır. Bu geçit kapı iki yanında içinden kubbeli iki koğuş, birer mahzen, iki yandan merdivenlerle çıkılan bir asma katta ise üç nöbetçi odası, iki ayak yolu ile gusülhane ve şimdi mevcut olmayan bir üst kattan mürekkep binadır. Hepsine birden Bab-ı Hümayun denir.
Bugün mevcut olmayan üst kat Fatih’e ait bir padişah kasrı idi. (Ata tarihine göre) Yıkılınca yerine oymalı bir korkuluk konmuştur. 1951’de bu korkuluk kaldırılmıştır.

BAB-I HÜMAYUN’ÜN 1951’DEN ÖNCEKİ HALİ

Bu kasrın eski resimlerinden anlaşıldığına göre Ayasofya meydanına bakan iki sırapenceresi vardır. Alt sırada ortadaki büyük olmak üzere yedi pencere, üst sırada da altı pencere vardır. Yapı kirpi saçaklı bir çatı taşıyordu. Kapı, bu binanın ortasında olmayıp hafif sola kaymıştır. Cephenin alt kısmı ve kapının etrafı büyük ebatta 40×80,90’lık büyük, üst kısımları ise 15,20×30,35 ebatında ufak taş ve 2,5-3 cm genişliğindeki derzlerle inşa olunmuştur. Dahili duvarların taşları 25×50 ebatında ve yeni geniş derzledir. Duvar kalınlığı 2,80 metreyi bulur. Kubbe ve kemerler de tuğla ile gayet muntazam bir şekilde örülmüştür. Şimdiki görünüşünden evvel dış cephede kapı etrafı silmeli bir kum saati ile nihayet buluyor ve kum saatinin stalaktitli başlığı üzerinden mermer düz bir kemer başlıyordu. Kapı yanlarında kalın mermerden oyulmuş süveler bir metreye yakın yekpare mermerden ve iç yüzlerinde püsküllü bir koltuk silme ile süslenmiştir. 1868 yılında Sultan Abdülaziz devrindeki tadilat sırasında kum saatini de içine alan etrafı ayrıca silmeli mermer bir çerçeve yapılmıştır. Kapının yanındaki iki nöbetçi hücresi evvelce dümdüz bir kemerle bitiyordu. Bunlara da ayrı bir tamirde köşeleri kum saatli, kemerli ve kitabeli mermer toplamalar yapılmıştır. Kemer taşları geçmelidir. Üstündeki kitabe kırmızı taş bir çerçeve içine alınmıştır. Kapı yuvası içerde bir bursa kemeri ile nihayetlenir. Kapı takının yukarısında karşılıklı hilallerle sekizer şualı yıldızlar vardır.

ÖN CEPHE

YAPILDIĞI DÖNEMDE ETRAFI KIRMIZI MERMER İLE ÇEVRELENEN KİTABE

İşte bu kitabe, bu kapı ve surlarının Fatih Sultan Mehmed tarafından Hicri 883, Miladi 1478 yılında yaptırıldığını göstermektedir. Bu levhanın üstünde kapı kemeriyle eyvan kemeri arasındaki kemer aynasında celi müsenna hatla yazılmış ve etrafı kırmızı bir şeritle çevrilmiş bir kitabe vardır. (müsenna hat: aynı yazının karşılıklı çift yazılmasıdır.)

Kitabede ;
(Besmele) innel müttekine fi cennati

Girişi sağlayan kapının basit kemeri üzerinde II. Mahmud’un tuğrası vardır. Hattat Remzi’nin kaleminden çıkmış ve 1814 tarihlidir.

TUĞRANIN ÜZERİNDE BULUNAN KİTABE

Tuğranın üzerinde bulunan 2.80 x 1.25 ebadındaki mermere 4 satır sülüs celi ile yazılmış Arapça kitabede;

1) Hazihi kal’atün mübareketün üssise bünyanüha ala te’yidin min-allahi ve rıdvanınen russısa erkanüha bi teşyidin minhü bit’emni v’elaman.
2) bi emri Sultan-il berreyni ve Hakan-il bahreyni zill-l-lahi f’is sakaleyni avn-i-llahibeynel-hafikeyni kahraman-il-mai vettiyni Fatihi kal’atı.
3) Konstantaniyye Ebülfeth Sultan Mehemmed Han bin Sultan Murad Han bin SultanMehemmed Han hallad-a-llahü teala.
4) Sultanne ve a’la ala fark-il firkadeyni mekane fi tarihi şehr-i firkadeyni mekane fitarihi şehr-i ramazan el-mübarek senede selasin ve emanine ve semanimietin (883)1478

Tercümesi : Bu mübarek bir kaledir ki Allah’ın te’yid ve rızası ile kuruldu ve erkân-ı emân ile kuvvet buldu, iki kıt’a sultanı ve iki denizin hakanı. Allah’ın iki cihanda gölgesi, iki ufuk arasındaki Allah’ın avnı, su ve toprak kahramanı Konstantiniyye kalesi fatihi Sultan Mehmed Hanzade Sultan Murad’ın Allah-u Teâlâ saltanatını daim eylesin ve mevkiini şimal yıldızının fevkinde eylesin – sekizyüz seksen üç senesi Ramazan-ı mübarek ayında yapıldı.

Bu kitabelerden başka kapı eyvanının sağ ve solunda yekpare mermerden oyulmuş hücrelerin üzerinde 50 cm çaplarında madalyon şeklinde iki kitabe daha vardır.

sağ taraftaki hücrede ; (hatt-ı müsenna ile)
Nasrün minallahi ve fethün karib beşşir-ül-mü’minine ya muhammed

sol taraftaki hücrede ;
Ketebehü ez’af-ülibad-üs-safi (ketebe kıtasi) yazılmıştır.

Bu dört kitabe de, Fatih Sultan Mehmed Han devrinin emsalsiz örneklerindendir. Hattat Ali-üssafi, Fatih Sultan Mehmed Han devrinin şeyhten evvel en büyük hattatıdır.
Kapının iki yanında Sultan Abdülaziz devrine ait yan hücreler vardır. Mermerdendir. Altta sivri kemerli nişin içinde dekoratif kemerler yapılmıştır. Bu yan hücrelerde de büyük kapıdaki istalaktitli ve kum saatli sütunların mermerden taklidi yapılmıştır.

Yan kemerlerin üst bölümünde iki kitabe vardır.

KAPININ SAĞINDA BULUNAN KİTABE
Essultani zilullahi fi’l arz
(Sultan, Allah’ın yeryüzündeki gölgesidir.)
İsmail Yağcı bey’in yorumuyla;
”Sultan, Allah’ın emirlerinin tatbikinin yer yüzündeki takipçisidir demektir. Yani Sultan, adaletin insanlara uygulanması ile görevlidir.” anlamına gelir.

KAPININ SOLUNDA BULUNAN KİTABE
Ya veliy hü eyyi külli mazlum
(Mazlumların, zulme uğrayanların sığınağı) Abdülfettah 1285
LEVHALARIN SULTAN ABDÜLAZİZ DÖNEMİNE AİT OLDUĞU SANILMAKTADIR.

KAPI GİRİŞİNDE BULUNAN SÜTUN DETAYLARI

Bab-ı Hümayün‘ün arka cephesi ise ön cephesinin tekrarıdır. Ancak kitabeler farklıdır.

Bu cephedeki kemer aynasının içinde müsenna hatla ;
Besmele’…inel müttaki…suresi celilesi yazılmıştır.

Kemerin üstündeki 280 x 1.25 eb’adındaki dikdörtgen içinde de ;
Nasrü minallahü ve fethi karib beşşir ül mü’minine ya muhammed, nemaka huAbdülfettah Sikkezen 1284 yazılmıştır.

Sağ hücrede ;
La ilale illalah Elmelikül hakkül mübin

Sol hücerede ise ;
Muhammed Resullullah Sadikül ye’dül emin yazılmıştır.

Bütün bu yazıları Abdülfettah Efendi yazmıştır. Müsenna yazı, dış cephedekine istif itibariyle benzemekle beraber onun kopyası değildir. Onunla boy ölçüşebilen kıymetli bir eserdir.
Bu cephedeki geçmeli kapı kemeri üzerinde M. 1284 (M. 1867) tarihli Sultan Abdülaziz’in tuğrası vardır. Kapı iç yan hücrelerinin üzerinde de kelime-i tevhid yazılıdır. Bu cephenin sağında bir kapı vardır. Sağda ve solda dökülen sıvaların altında sonradan doldurulmuş ve örülmüş kapı ve pencere yerleri de görülmektedir.



TOPKAPI SARAYI BAB-ÜS SELAM KAPISI (GATE OF PEACE)

TOPKAPI SARAYI BAB-ÜS SELAM KAPISI 2009/ GÜNÜMÜZDE SARAYA GİRİŞİÇİN KULLANILIYOR

Topkapı Sarayı, günümüzdeki görünümüne yakın tarihlerde kavuşmuştur. Saray çevresi düzenlenerek peyzajı da yapılmıştır.

Görsel : Türkiyemiz Dergisi / 1981 sayısı

Topkapı Sarayı’nın 1981’deki görünümü, çevre düzenlemesi yapılmamış şekildeydi ve trafiğe açıktı.

Esası Fatih Sultan Mehmed Han devri eseridir. İlk yapıldığı zamanki durumu, saray haremini çevreleyen düz duvara açılmış bir geçit ile sağda iki koğuş ve solda kapıcıbaşı odasından ibaretti. Yanlardaki duvar Fatih Sultan Mehmed Han devrindendir. Muntazam moloz taştır. Şimdiki dikkat çeken kuleler, Kanuni Sultan Süleyman Han devrinde yapılmıştır. Kapının iki yanındaki kuleler sekiz köşelidir. Kesme taştan yapılmıştır.
Ufacık kemerler döklerle birbirlerine bağlı konsollara dayanarak taşan pencereli bir üst katı vardır. Kule gövdesinde dört sıra mazgal yarığı ve tüfek deliği bulunur. İki kule bedenli dişleri ve altta bir yüksek kemerle bağlanmışlardır. Kemer ayaklarında iki geniş nöbetçi hücresi ve köşelerinde kum saatleri bulunmaktadır. Kale bedeni altında ve kemerin üstünde dört tane helezoni çivi başı vardır. Kulelerin görünüşü, insanın üzerinde yabancı bir tesir bırakır. Çünkü Kanuni Sultan Süleyman Han’ın Macaristan seferi dönüşü orada gördüğü sur kulelerinden ilham alınmıştır. 15. asır Orta Avrupa ve Akdeniz havası vardır. Fakat kurşun kaplamalı külahlar, kemerler, sütun başlıkları, ortadaki kale bedeni dişleri, kum saatleri ve çivi başlarıyla yapıya milli bir hüviyet vermiştir.

Esas girişi temin eden kapı kilitli taşlı ve basık kemerlidir.

Kemerin yukarısındaki ilk yapısına ve nihayet Kanuni Sultan Süleyman Han devrine ait olduğu kuvvetle tahmin edilen Kelime-i Tevhid yazılmıştır.

Onun altında Sultan II.Mahmud’un tuğrası vardır.

Kapının sağında mermer levha üzerine kabartma yaldızla III. Mustafa’nın tuğrası ve altında ufak yazı ile “Hafızı adli şeriat hazreti zılli Hüda” mısrası vardır.
Bunun altında da ikişer mısralı sekiz satır halinde sülüs yazı ile şu manzum kitabe vardır.

Matlai hurşidi şevket şehriyarı madalet
Banii bünyanı devlet hadimi Beytülharam
Varisi mülki milel sertacı şahanı düvel
Zilli Yezdanı ezel dadari iskender gulam
Daveri devran Sultan Mustafa Han kim anın
Tacidaranı selefde görmedi mislin enam
Eyleyüp sarfı nuküda himmeti şahenşehi
İtmede umranı dehri her dem aksayı meram
İste ezcümle bu Divanı Hümayun mevkiin
Seyredince sakfi eyvanın o cem cahı benam
İtmemiş ana selatini selef atfı nigah
Mahudup asarı resmi nakşi zerkarı tamam
Kıble-i Şahanı alem nazregahı halk iken
Ana şayanı sezadır kim ola pür ihtişam
Emridüp hedmin binayı köhne tarh-ı sakfinin
Tarzı üslübi kadimin eyledi tacdidi tam

Sol tarafta ise III. Mustafa’nın tuğrası ve altında küçük yazı ile “Mustafa Han İbni Ahmed El Muzaffer daima”
Bunun altında da ikişer mısralı sekiz satır halinde sülüs yazı ile şu manzum kitabe vardır.

Muktezayı hizmeti tab’ı bülendiyle yapub
Kıldı nev icad böyle resmi pakize nizam
Kim eğer görseydi Mani nakşi zerrinkarını
Reşkile dembestei hayret olurdu subhü şam
Mısraının şemsei gül-mihına mani münir
Dağıdaridir ki rüyin kaplamış reşki selam
Zeyneti nakşıma nisbet çerhi atlas bi nukuş
Sakfine takı felek olmaz yanında köhne dam
Vadii vasfında reftarı semendi hameyi
Zabtidüb himmet duaya idelim atfı zinam
Hazreti Hayyi nesaksazı nizamı kainat
Şevketü iclalini ide cihanda ber devam
Tahtı ali bahtı devletde ebed olup mukim
Nice asara muvaffak ide Hallaki enam
Zihniya ilham ile tarihin inşa eyledim
Ola emnü yümn ile Orta kapu Babüsselam 1172 (M.1758-1759)

Bab üs selam‘ın II. avluya bakan tarafında III. Mustafa zamanındaki tamirde konmuş sekiz direkli geniş bir revak vardır. Sütunlar birbirlerine ve duvara kalın demir gergilerle bağlanmış, üstlerine de sivri kemerler atılmıştır.

Kemerlerin üstüne de geniş bir saçak konmuştur. Tezyinatı 19. asırın ilk yarısı ahşap işçiliğinin en güzel örneklerindendir.

Geçidin üstüne gelen bölüm, oyma silmelerle sekiz dilime ayrılıp, her dilimin ortasına tahta oyma beyzi bir madalyon konmuştur. Ortadaki madalyon çok güzel bir sanat eseridir. Geçid kapının iki yanındaki duvarlar da devrilen tadilat görmüştür. Bir tarihte sıvanmış ve üzerine 18. asır II. yarısındaki dal, yaprak ve madalyonlardan meydana gelmiş kalem işleri yapılmıştır. Kemerlerde de bu görülür.

BAB-ÜS SELAM KAPISININ İÇ DETAYLARI

Daha sonra bunların üzeri tekrar sıvanarak kalitesiz manzara resimleri yapılmıştır. 1942’deki restorasyonda satıh temizlenerek 18. asır süslemesi bırakılmıştır. Tam giriş kapısının basık kemeri üzerinde yüksek bir tahfif kemeri görülmektedir. Bunun üzerinde E.H. Ayverdi’ye göre Kanuni Sultan Süleyman Handevri eseri ağır bir kalem işi vardır.
Kapının iki yanında 18. asır işi olduğu tahmin edilebilen 2 m çapındaki madalyonlarda dörtlü olarak “Allah, Rabbi ve Muhammed, Nebi” yazılmıştır. Bu madalyonların üstünde de III. Mustafa zamanında mermer kitabe levhaları konmuş ve madalyon kısmen kapanmıştır. Basık kemerin üzerinde tahta üzerine oyma “Cenneti Adnin müfettiha tulehümül evvap 230” yazısı vardır. Bu kitabede imza olmamasına rağmen bu yazının büyük hattat Rakım’ın eseri olduğu kabul edilmiştir.



TOPKAPI SARAYI BAB-ÜSSADE(T) KAPISI (GATE OF FELİCİTY)

BAB-ÜS SAADE KAPISININ 1981 DEKİ GÖRÜNÜMÜ

Görsel : Türkiyemiz Dergisi / 1981 sayısı

BAB-ÜS SAADE KAPISININ GÜNÜMÜZDEKİ GÖRÜNÜMÜ

Ayak divanı ve merasimler bu kapının önünde yapılırdı.
Enderunu hümayuna açılan iç içe iki kapıdan meydana gelmiş abidevi bir kapıdır. Esası Fatih Sultan Mehmed Han devrinde yapılmıştır. Daha sonraki tamirlerle ilk şeklini kaybetmiştir. II. avluyu çepeçevre dolaşan revak Fatih Sultan Mehmed Han devrinde yapılmış ve Babüssade’nin önünde devam ediyordu. III. Selim zamanında revakın kapı önündeki altı sütunu kaldırılarak kemerleri kesilmiş, daha ileriye, eskilerden yüksek dört sütun duvara da iki yarım sütun konmuş, üzerindeki saçak da böylece genişletilmiştir.

İlave sütunlar 1.20 m yükseklikteki kaidelere oturur.

Kapının sağında ve solunda sütunlarla çevrelenmiş iki koridor bulunmaktadır.

Koridorların üst kornişlerinde manzara resimleri bulunmaktadır.

Tavan oymalı çıtalar, silmeler, köşelikler ve oyma bir göbekle süslenmiştir.

Kapının iki yanında bulunan koridor başlangıcındaki tavan detayları

Kapının revak bölümündeki kabartma ve oyma tavan detayları

Kapının üstünde mermer üstüne kabartma ve “Mahmud bin Abdülmecid Han” kitabe bir besmele-i şerife levhası vardır. Mustafa Rakım tarafından yazılmış olması kuvvetle muhtemeldir. Besmelenin altında yine mermer üstüne kabartma ta’lik kitabe vardır.

kitabede ;
Daveri gerdun menzilet, Sultan vala menkıbet
Hakanı sahib tacü taht şahi seriri maadelet
Keyhüsrevi Dara gulam yani hudavendi enam
Abdülhamid hanı benam şahı cihan-ı atıfet
Hüsni sülüi bilkatı fahrülmülük her haleti
Zati hümayün-midhati, mahza medarı merhamet
Şahenşehi derya-neval, sultanı memdühilhisal
Hem daveri sahib-kemal, dibace zibi mahmedet
Zibi mebanii vücud nuri tecellii şuhüd
Mitfahi feyzi ber-vücud dergahi lütfi mekremet
Mimarı tab’ı cevdeti, yaptı kulübi devleti
Ezcümle edna himmeti virdi bu caye takviyet
Bu nüshai şevketmeab tertibi nazmi mustatab
Ta’lifi şahi kamiyab, maznuni sırrı mevhibet
Seyreyle hüsni behçeti, alem esiri tal!atı
Tarhi latifü ziyneti, revnakfezayi afiyet
Resm-i letafet-perveri, nakş-i hayal-i azeri
Ser matlai mihri-enveri nazmi nizamı temşiyet
Kaşii suret küsteri ayinei İskenderi
Tasviri hüsnipeykeri şehname-zibi ma’delet
Her mısraı bir başka bab, her babı güya bir kitab
Dikkat olunsa bab bab metni metini mevhibet
Ey degehi zerrin-kubab, arş-asitan kürsi-cenap
Sende düalar müstecap ba avni feyzi terbiyet
Olsun eya şahi ferid bahtın said ömrün mezid
Olbabda mecdi mecid kıflü kilidi meymenet
İkbalü sa’di bahtile feyzi mübarek vaktile
Raik didim bu beytile idince sarfi makderet
Tarihi cevher mayesi, arş olsa layık piyasi
Levhi şüküh pirayesi babı kitabı saltanat
1188 M. 1774

Fotoğrafın tüm hakları Ülgen ailesine aittir.

III. Mustafa zamanında kapının iki yanında iki mermer çeşme vardı. Daha sonraki tamirlerde bunlar kaldırılarak sütun resimleri yapılmıştır. En son tamirde de üzerleri kapatılmıştır.

SANCAK-I ŞERİF
Savaşa gidecek olan sadrazama
Sancak-ı Hümayün burda törenle teslim edilirdi.
(Sancak-ı Şerif‘in konulduğu yer günümüzde de korunmaktadır.)

Bab-üs sade kapısı çift kapı sisteminden oluşmaktadır. İç kısmından geçilerek arza odasına geçilir.

Kapının Arz Odasına doğru giderken iç bölümü

Kapının iç bölümünde Babüssade ağaları bulunurdu.

I understand the complexities we face.
Indeed, the path ahead requires careful consideration.

Karşı karşıya olduğumuz karmaşıklıkların farkındayım.
Gerçekten de önümüzdeki yol dikkatli bir değerlendirme gerektiriyor.

BÂBÜSSAÂDE AĞASI

Bâbüssaâde (Saâdet Kapısı), Topkapı Sarayı’nın ikinci avlusundan padişahın hususi ikamet mahalli olan Enderun avlusuna geçişteki kapıya verilen addır. Cülûs ve bayram törenleri, sefere çıkan ordunun serdarına Sancak-ı Şerîf’in teslim edilme merasimi bu kapının önünde icra edilirdi. Bâbüssaâde’nin muhafazası, sarayın diğer önemli işlerini de deruhte eden ak-ağaların görevidir. Ak-ağalar olarak ta bilinen aynı zamanda sarayın en büyük amiri olan Bâbüssaâde Ağasıdır.
The Bâbüssaâde or Gate of Felicity is the name of the gateway leading from the second court of Topkapı Palace in to the Enderun court, where the private apartments of the sultan were situated. Ceremonies such as those celebrating the accession of a new sultan, religious holidays, and the presentation of the Holy Banner to the commander-in-chief of the army at the start of campaigns, were all held in front of this gate. The white eunuchs were responsible for guarding the Bâbüssaâde Gate and carrying out other important functions at the palace, and the chief white eunuch was the highest functionary in the palace hierarchy.

İç bölümde de tavanda altın varak ve ahşap oymalar, kabartmalar bizi karşılamaktadır.

Kapının iç bölümünde bir de ocak yer almaktadır.

Kapının iç bölümünde zemin de mermer kullanılmıştır. Zaman içinde mermerler de aşınma ve erime meydana gelmiştir.

Kapının Arz Odası yönündeki cephesi

Kapının Arz Odası cephesinde de giriş bölümünün hemen üstünde bir kitabe yer alır.

KAYNAK : Türkiyemiz Dergisi, flickr.com, kitabeler.net
Görseller : Volkan Özpolat, Türkiyemiz Dergisi ve Ülgen ailesi


Chrono Scribe Studio sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.


Yorum bırakın

Chrono Scribe Studio sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin