Tarihi Eserler/Topkapı Sarayı : Altın Yol Çinileri

Türk çini sanatı XVI. yüzyılda sürekli bir gelişme göstererek en son noktasına ulaşmıştır. Bu yüzyılda mozaik tekniği, altın yaldız ve tek renkli örnekler yavaş yavaş ortadan kaybolmuş, onların yerini tabiatın büyük ölçüde ağırlığı belli olan bir bezeme almıştır. Renklerde de yenilik kendini açıkça göstermiştir. Artık çinilerde sarı renk rastlanmaz olmuş, buna karşılık yaprak yeşili ve mercan kırmızısı ön plâna çıkmıştır. Çağın gözde rengi, İznik çini atölyelerinin buluşu olan mercan kırmızısıdır. Bezemedeki gül, karanfil, lâle, mine, sümbül, erik çiçeği ve selvi ağacı ile sık sık karşılaşılır. Onların yanı sıra düğün çiçeği, haşhaş, nar, hanımeli, kiraz, papatya, zambak, leylâk, turunç, üzüm, enginar ve pek seyrek de olsa hercâi menekşe görülür. Rumîler, Hatâyiler, palmetler ve lotusler de bu yüzyılda kullanılmıştır.
XVI. yüzyılda sırlar son derece parlak ve temizdir; renklerin birbirlerine karışmaması, sır altı tekniğinin ne kadar ileri bir düzeyde olduğuna işaret etmektedir. Kullanılan bu teknikte önce levhalara astar çekilmiş, sonra motiflerin kenar çizgileri çizilmiş ve içlerine istenilen renkler akıtılmıştır. Hazırlanan çini levhalar sır içine batırıldıktan sonra fırına verilmiş, eriyen ve pişen sır şeffaf, ince bir cam tabakasına dönüşmüştür. Böylece çinilerin uzun süre sağlam kalmasına, boyalarının korunmasına ve renklerinin göze daha hoş görünmesine imkân sağlanmıştır.
XVI. yüzyılın en güzel çini örneklerine Rüstem Paşa, Sokollu Mehmet Paşa, Piyale Paşa, Mesih Paşa, Mehmet Ağa, Ramazan Efendi, Takkeci (Takıyyeci) İbrahim Ağa camileri, Kanuni Sultan Süleyman, Hürrem Sultan, İkinci Selim, İbrahim Paşa türbeleri ile Topkapı Sarayı’nın çeşitli yerlerinde rastlanır.

Bunlar arasında Topkapı Sarayı’ndaki «Altın Yol» ve Takkeci İbrahim Ağa camii çinileri, yüzyılın en karakteristik eserleri olup benzerlerine teknik, renk ve kompozisyon bakımlarından büyük üstünlük göstermektedir.

ALTIN YOL ÇİNİLERİ
Topkapı Sarayı’nın Harem dairesinde Türk çini sanatının en güzel örnekleri ile karşılaşılır. Altın Yol’daki üç çini panoda Türk çiniciliği en yüksek noktasına erişmiştir. Mercan kırmızısının hâkim olduğu bu çiniler Altın Yol için yapılmamıştır. Panolar üzerindeki tâlik yazılı Farsça beyitlerde H.982 (1574-1575) tarihi ile «Sahip-kırân» ve «Sofayı-âlî» sözcükleri okunur. Bunlardan «sahip-kırân» hükümdardan başka bir kişi için kullanılamazdı. Ayrıca «Sofâyi-âlî» ile hünkâr sofasından söz edilmektedir. Bu sebeple Altın Yol’daki üç çini panonun Mimar Sinan’ın haremde yaptığı hünkâr hamamıyla hünkâr sofasına ait olduğu ortaya çıkmaktadır. Çini panoların her üçü de sivri kemerli birer bordür ile kuşatılmıştır; renk ve motiflerdeki ahenk son derece güzeldir. Panoları birbirinden ayıran bordür mercan kırmızısı, lacivert, koyu mavi, yeşil ve beyaz renklerdedir ve palmetlerle, rûmilerle süslenmiştir.

Topkapı Sarayı Harem Dairesi’ndeki Altın Yolda bulunan XVI. yüzyıl İznik yapısı çini pano (1574/5)

Panonun açık mavi zeminli, mercan kırmızısı ve beyaz renkte rûmilerden yapılma bir bordürü vardır. Üst kısımda çivit mavisi üzerine beyaz harflerle tâlik yazılı beyit iki ayrı kartuş içerisine alınmıştır. Köşe dolguları mercan kırmızısı üzerine beyaz, mavi, lâcivert renklerde Çin bulutlarıyla bezenmiştir. Bunların dışında kalan pano baştanbaşa çivit mavisi zeminlidir; bezeme mercan kırmızısı, beyaz ve mavidir. Mavi dallı erik ağacının çiçekleri birbiri içerisine girmiş bir kompozisyon halinde bütün yüzeyi kaplamaktadır. Erik ağacının çiçekleri beyaz, ortaları ise mercan kırmızısıdır. Ayrıca panonun alt kısmı gene mercan kırmızısı ve beyaz renklerde, lâle ve karanfillerle süslenmiştir.

Altın Yoldaki çini panolardan ikincisi. Üzerindeki Farsça kitabeden bunun hünkâr hamamına ait olduğu anlaşılıyor.

Lâcivert, beyaz, mercan kırmızısı ve yeşil renkteki ikinci panonun bordürü «S» biçimli motifler, rozet çiçekleri ve hançer yapraklarıyla süslüdür. Üstteki kitabe beyaz zemin üzerine lâcivert renkte yazılmış ve iki kartuş içerisine alınmıştır. Beyaz zeminli panonun ortasında lâcivert bir madalyon vardır. Uçları mercan kırmızısı rengindeki bu madalyonun kenarları, yaprakların birleşmesiyle meydana gelmiştir. Alt köşedeki bir saptan çıkan ve madalyonu tamamiyle dolduran lâle, karanfil ve sümbüller güzel bir desen meydana getirmiştir. Madalyonun ortasına küçültülmüş, mor renkli bir nar çiçeğiyle iki lâle yerleştirilmiştir. Böylece çiniyi yapan sanatkâr, madalyonda son derece güzel bir orta kısmı gözler önüne sermiştir. Oldukça büyük ölçüdeki madalyon ve çerçeve arasında kalan pano yüzeyi beyaz zeminlidir. Burada yeşil, mor, mercan kırmızısı, beyaz renklerde sivri uçlu yapraklar, rozet ve nar çiçekleriyle âdeta bir çiçek bahçesi yapılmıştır.

Çiçek bezemeleriyle süslü üçüncü «Altın Yol» panosu

Lâcivert zemin üzerine beyaz filizlerden çıkan papatyalar bir bordür halinde panoyu çevre cephe kuşatmıştır. Panonun üzerindeki Farsça kitâbe beyaz zemine mavi harflerle yazılmıştır. Sivri kemerli panonun kitabe kısmıyla yüzeyi arasında kalan üçgen biçimli parçalar mavi zeminlidir ve beyaz rûmilerle bezenmiştir. Beyaz zeminli panonun bütün yüzeyi mor, lâcivert, yeşil ve mercan kırmızısı renklerde rozetler, nar çiçekleri, filizler ve hançer yapraklarıyla bezenmiştir.

KAYNAK : Türkiyemiz Dergisi 1976 Şubat


Chrono Scribe Studio sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.


Yorum bırakın

Chrono Scribe Studio sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin