XVI. yüzyılın en güzel çinileriyle bezenmiş Takkeci (Takıyye’ci) İbrahim Ağa camiinin ilgi çeken bir hikâyesi vardır.
Topkapı dışında yaşayan ve geçimini dervişlerin başına giydiği «arakiyye» yapımı ile sağlayan Takkeci İbrahim Ağa, sürekli olarak hep aynı rüyayı görürmüş. Rüyasında aksakallı, nur yüzlü bir adam, ona hep Bağdat’a gitmesini ve orada bulacağı üç üzümsalkımını yemesini söylermiş. İbrahim Ağa bir dayanmış, iki dayanmış, en sonunda kalkıp Bağdat’a gitmiş. Orada bir kahvede otururken bakmış ki, karşısında üç üzümsalkımı duruyor. Aklı devamlı olarak gördüğü rüya ile meşgul olan İbrahim Ağa hemen yerinden kalkıp üzümleri yemiş. Ardından Bağdatlı bir hoca ile ahbaplık kurmuş ve ona başından geçenleri anlatmış. Adam da ona yıllardır buna benzer bir rüya gördüğünü, kendisinin İstanbul’a gitmesi, Topkapı dışındaki bir evin kömürlüğünde gömülü iki küp altını alması söylendiğini anlatmış. Takkeci İbrahim Ağa bakmış, sözü edilen yer kendi evi… İstanbul’a dönüşünde evinin kömürlüğünü kazmış ve iki küp altını bulmuş. Bu altınlarla da Takkeci İbrahim Ağa Camiini H. 1000(1591) yılında yaptırmış ve içerisini boş bir yer kalmamacasına çinilerle süslemiştir.
Takkeci İbrahim Ağa Camii, teknik, renk, desen ve kompozisyon bakımlarından nefis çinileri, altın yaldızlı ağaç işleriyle tanınmıştır. Hele mihrap, pencere alınlıkları, duvarları, mahfil ve mahfil yanları ilgi çekici çini panolarla kaplanmıştır. Mihrap, mukarnaslara kadar sekiz sıra dikine, yedi sıra enine çini levhalarla süslenmiştir. Beyaz zeminli kompozisyonu sivri dilimli mavi bir enginar yaprağı ile onun iki yanından yukarıya yükselen uzun saplı lâlelerle, Hatayiler meydana getirir. Son derece zarif, mercan kırmızısı rengindeki lâlelerin dışında kalan yerler üçer yarım çiçekli goncalarla doldurulmuştur. Bu panonun üzerindeki mihrabın mukarnaslık kısımları çalındığından yerleri beyaz badana ile kapatılmış, üzerine uydurma bir bezeme yapılmıştır.
Caminin güney duvarındaki pencere alınlıkları ahşap kitâbelidir. Bunların boş kalan yerleri kırmızı zeminli, küçük lâle ve beyaz renkte kiraz çiçekli çinilerle bezenmiştir.
Caminin doğu ve batı duvarının pencere alınlıklarında karşılıklı olarak aynı kompozisyon tekrarlanmıştır. Burada hafif sivri kemerli alınlıklar beyaz zeminlidir. Üzerlerine beyaz, lacivert renkte nar ve iki yanlarına da enginar çiçekleri yerleştirilmiştir. Ayrıca rozet, palmet benzerlerine başka yerlerde kolay kolay rastlanmayan hançer yapraklarıyla da bu panoda karşılaşılmaktadır.
Takkeci İbrahim Ağa Camiinin en güzel çinilerinin başında üzümlü panolar gelir. Sivri dilimli bir niş’e yerleştirilen bu panoda beyaz zemine koyu lâcivert asma dalları, hafif kabarık üzüm salkımları işlenmiştir. Kuvvetli kenar çizgileriyle belirtilen bordür, panoyu kuşatmaktadır; boş yerler kırmızı rozetler, palmetler ve yeşil enginar yaprakları ile doldurulmuştur. Belki de burada Takkeci İbrahim Ağa’nın rüyasından söz edilmek istenmiştir.
Caminin doğu ve batı duvarında karşılıklı iki pencere arasında yer alan vazolu panolar son derece güzel bir görünüş sağlamıştır. Burada ayaklı bir meyva tabağı üzerine iki kulplu koyu mavi renkte çini vazonun oturtulduğu görülür. Vazodan yukarıya doğru çıkan simetrili düzende erik ve nar çiçekleriyle süsleyici sivri yapraklar bütün panoyu kaplar. Ayrıca vazonun iki yanında da yerden bitercesine yükselen sümbüller vardır.

Takkeci camiinde Çin bulutları, enginar ve kenger yapraklı motifler ile süslü pencere kitabesi

Takkeci İbrahim Ağa Camii’nin şimdi yerinde bulunmayan karanfil motifli nadide çini karoları

Takkeci camiinin hem gerçekçi, hem üslûba çekilmiş vazolu panosu

İbrahim Ağa tarafından yaptırılan camide, Tekkeci’nin rüyasıyla ilgili görülen üzüm salkımlı çini pano.
KAYNAK : Türkiyemiz Dergisi
Yorum bırakın